Üstün Zeka, Özel Yetenek: Toplum bağlamında bir bakış

Zeka üzerine yazılmış olan kaynaklar değerlendirildiği zaman üstün zeka ve özel yetenek kavramları sıklıkla birbiri yerine kullanılmaktadır. Ancak zeka ve yetenek kavramları (dolayısıyla üstün zeka ve özel yetenek kavramları) birbirinden farklı ve birbirini tamamlayan niteliktedir. Bu kavramların bir arada kullanımlarının en dikkat çekici örneklerinden biri 1972 yılında ABD’de Sidney Marland tarafından yayınlanan Üstün Zekalıların Eğitimi isimli raporda geçmektedir. Bu tanımda üstün zekalı ve yetenekli çocuklar olarak çatı bir ifade kullanılmış ve tanımda genel zihinsel yetenek, özel akademik yetenek, yaratıcı ve üretken düşünme, liderlik özelliği, görsel ve sahne sanatlarından birinde başarı veya potansiyel yeteneğin şart olduğu vurgulanmıştır. (Clark B., 2015)

Zeka (intelligence) geniş bir tanımla “-diğer niteliklerin yanı sıra – usavurma, planlama, sorun çözme, soyut düzeyde düşünme, karmaşık fikirleri kavrama, çabuk öğrenme ve deneyimlerden öğrenmeyi içeren çok genel bir zihinsel yetenekliliktir. Zeka, yalnızca kitaptan öğrenme, dar bir akademik beceri ya da test çözme teknikleri değildir. Bunun yerine zeka; çevremizi algılama, kavrama, bir anlam çıkarma ya da ne yapılması gerektiğini bulup çıkarma açısından geniş ve daha derin bir yeteneklilik” olarak tanımlanmaktadır. (Gottfredson L. S, 1997) 52 araştırmacının imzasının yer aldığı bir bildiriden alıntılanan bu zeka tanımı göz önünde bulundurulduğu zaman zeka birçok bileşenin toplamı halinde algılanmaktadır ve büyük ölçüde bilişsel becerilere odaklanmaktadır.

Zekanın genellikle bilişsel yönlere odaklandığı düşünüldüğü zaman büyük ölçüde ölçülebilir olana yöneldiği görülmektedir. Zeka testlerinin çıkış noktası da bir anlamda bireylerin zeka yönünden birbirinden farklılık gösterdiği ve bu farkların çeşitli araçlar kullanılarak ölçülebileceğidir. Zeka alanında yapılmış kimi çalışmalar bu yaklaşımı onaylarken, kimi çalışmalar ise genel zeka (g) yaklaşımını çok yönlü olarak eleştirmektedirler. Zeka alanında yapılmış olan güncel çalışmalar zeka testlerinin kuramsal zeminlerinin sağlamlaşmasına olanak sağlamıştır. Bu noktada Cattell-Horn-Carroll (CHC) kuramı dikkate değer bir noktadır.

CHC kuramı genel zekayı (g) sayısal bilgi, okuma-yazma, anlama yetisi, akıcı muhakeme, kısa dönemli hafıza, uzun dönemli bellek ve geri çağırma, görsel işlemleme, işitsel işlemleme, işlemleme hızı, özel ilgi alanları, tepki ve karar hızı, psikomotor hız, koku yetenekleri, dokunma yetenekleri, devinimsel yetenekler ve psikomotor yetenekler başlıkları altında birçok alt beceri veya yeteneğin bileşimi olarak algılamaktadır. (Schneider ve McGrew, 2013) CHC kuramı bu çok yönlü modern yaklaşımı ile WJ III (Woodcock-Johnson III Normative Update), SB5 (Stanford-Binet Intelligence Scales, Fifth Edition), KABC-II (Kaufman Assessment Battery for Children, Second Edition) ve DAS-II (Differential Ability Scales, Second Edition) gibi yaygın kullanımı olan testlerin kurama göre yeniden yapılandırılmasına olanak sağlamıştır. (Uluç S., 2016) Bunun yanı sıra yetişkinlerin zeka ölçümünde en çok kullanılan testlerden biri olan WAIS-IV’un (Wechsler Adult Intelligence Scale-Fourth Edition) kuramsal arkaplanını da CHC kuramı oluşturmaktadır. Bu tip modern yaklaşımların yeteneklere (ability) yer veriyor olmaları zeka testlerinin salt bilişsel becerilere odaklanmasının önüne geçmekte ve zeka ölçümlemesinde yeni bir dönemin açılmasına olanak sağlamaktadır.

Yetenek kavramının kullanımı da alanyazınında çeşitli değişken anlamlara yönelecek şekilde kullanılmaktadır. Yetenek ifadesi büyük ölçüde, akademik veya sanatsal alan veya alanlardaki özel kabiliyetleri ifade etmektedir. (Clark B., 2015) Bu tanımda yer alan “özel kabiliyetler” vurgusu zeka-yetenek arasındaki ayrımın anlaşılması açısından ayrıca önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra üstün yetenek “genel kabiliyetler, kişisel düşünce ve motivasyonun bir bileşkesi” olarak da tanımlanmaktadır. (Feldhusen, J. F., 2005)

Üstün zeka ve özel yetenek kavramlarının daha iyi anlaşılması ve eleştirel bir perspektiften bakılabilmesi için bu iki kavramın bir arada düşünülmesi oldukça iyi bir yöntemdir. Üstün zeka birden fazla alanda, ölçülebilir ve sıklıkla bilişsel becerilere ve nadiren sanatsal becerilere vurgu yapan bir kavramken, yetenek ise daha lokal bir bileşen olarak ifade edilmektedir. Örneğin; bir enstrümana üst düzeyde hakimiyet özel yeteneği ifade ederken, müzik ve diğer birçok alanda üst düzey performans üstün zekanın varlığına işaret eder.

Üstün zeka ve özel yetenek kavramlarının toplumsal algılanışı da büyük ölçüde önceki paragraftaki ayrım ile uyumludur. Zeka, toplum tarafından büyük ölçüde akademik ya da bilişsel becerilere işaret eden (örneğin okuldaki başarı ya da bir konuyu hızlıca kavrama) özgün/üretken olmak ya da hızlı/pratik çözümler üretebilmek gibi doneler ile eşleştirilmiştir. Ancak yetenek ise daha çok sanatsal beceri alanlarını ya da ustalıkları işaret etmektedir. Örneğin literatürde HSAM (Highly Superior Autobiographical Memory) olarak geçen üst düzeyde otobiyografik hafızaya sahip kişiler yaşamlarında gün gün ne olduğunu kusursuz bir şekilde hatırlayabilmektedirler. Bu insanların sahip oldukları sıradışı hafızanın bir yetenek olduğu bir gerçek olsa da, yalnızca bu yeteneğin varlığı üstün zeka olarak tanımlanmamaktadır. (Anna Lee Strachan, 2016) HSAM’e sahip insanların sahip oldukları bu yetenek o insanları kimi zeka testlerinde bir miktar öne çıkarabilir, ancak üstün zekanın varlığı daha komplike ve çok bileşenli bir durumdur. Dolayısıyla üstün zeka ve özel yetenek ayrımında beceri alanlarının dağılımı, yani çok alanda ortalama üzeri başarının esas alındığı söylenebilir.

Tüm bu söylemler ışığında her ne kadar alanyazınında kavramsal bir boşluk olsa da üstün zeka – özel yetenek kavramları arasında bir çizgi bulunmaktadır. Bu çizgi büyük ölçüde toplumsal algılar, zeka testleri ve yasalar tarafından şekillendirilmektedir. Üstün zekanın var oluşunun iyi algılanabilmesi için öncelikle yeteneğin veya becerinin bir çekirdek/anahtar olarak düşünülmesi ve üstün zekanın oluşumu için becerilerin desteklenmesi gerektiğinin fark edilmesi gerekmektedir.

KAYNAKÇA:
  1. Anna Lee Strachan, Memory Hackers (Belgesel Film), NOVA, 2016, [Netflix]
  2. Clark B. (2015) Üstün Zekalı Olarak Büyümek, Nobel Yayıncılık, 8. Basımdan Çeviri
  3. Feldhusen J. F., (2005), “Giftedness, Talent, Expertise and Creative Achievement” Conceptions of Giftedness. Cambridge: Cambridge University Press (Aktaran: Yrd. Doç. Dr. Faruk Levent, Üstün Yetenekli Çocukları Anlamak, Nobel Yayın, 3. Basım, Ankara)
  4. Gottfredson (1997) Mainstream science on intelligence: an editorial with 52 signatories, history and bibliography. Intelligence, 24. 13-23 (Aktaran: Ian J. Deary, Zeka, Dost Kültür Kitaplığı, 2015, Ankara)
  5. Schneider ve McGrew, The Cattell-Horn-Carroll (CHC) Model of Intelligence v2.2: A visual tour and summary, Institute for Applied Psychometrics (IAP) 01-03-13
  6. Uluç S., İnsan Zekâsının Cattell-Horn-Carroll Kuramı, Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2016;1(1)

Mustafa Özkara

Dokuz Eylül Üniversitesi, Okul Öncesi Öğretmenliği (2015) ve Özel Eğitim Öğretmenliği (2019) mezunudur. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Özel Eğitim alanında yüksek lisans eğitimini sürdürmekte ve Özel Eğitim Öğretmeni olarak çalışmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.