Üstün zekalı bireylerin eğitimine genel bir bakış
Ülkemizde üstün zekalı ve özel yetenekli bireylerin eğitimine genel bir bakış
Üstün zekalı ve özel yetenekli bireylerin eğitimi sorunu özel eğitim bağlamında değerlendirilmekte, ve bu bireylere sunulan eğitim hizmetleri bireysel yönlerden hareket eden bir özellik taşımaktadır. Bu sebeple üstün zekalı/özel yetenekli bireylerin uygulanmakta olan eğitim programından daha farklı bir programa ve eğitim hizmetlerine gereksinim duydukları aşikardır. Ancak çoğunlukla bu bireyler ihtiyaç duydukları bu hizmete çeşitli sebeplerle erişememekte ve büyük ölçüde potansiyellerini geliştirememe, potansiyellerini yitirme, çeşitli sosyal-duygusal sorunlar yaşama gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu bireylerin eğitsel ve sosyal gereksinimlerinin karşılanması bireyin kendisi özelinde çokça önemli olduğu gibi başta toplum olmak üzere birçok mekanizmaya katkı sağlayabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı özel yetenekli bireylerin eğitimi noktadaki misyonunu “özel yetenekli bireylerin yetenek ve özelliklerini tanıyarak potansiyellerini en üst düzeyde kullanmaları yoluyla, bilgi, teknoloji ve yaratıcı çözüm üreten, insanlığın gelişimine katkı sağlayan, araştırmacı, özgün, etik ve estetik değerlere sahip, geleceğin liderlerini, bilim insanlarını, sanatçılarını ve sporcularını yetiştirmek” olarak ifade etmektedir. (MEB, 2013) Bakanlığın bu misyonunda özel yetenekli bireylerin topluma ve insanlığa katkı sağlayacaklarından hareket eden pragmatist bir bakış açısı göze çarpmaktadır. Aynı stratejik planın birçok noktasında üstün zekalı bireylerin ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişmelerin lokomotifi olacağı fikrine rastlanmaktadır.
Ülkemizde Durum
Ülkemizdeki üstün zekalıb ve özel yetenekleri bireylerin eğitimi noktasında en yaygın proje Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sürdürülmekte olan BİLSEM’ler (Bilim ve Sanat Merkezleri) okul öncesi dönemden liseye kadar örgün eğitime devam eden üstün zekalı/özel yetenekli çocukların gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla açılmış kurumlardır. 2017 yılı itibariyle 81 ilde 116 merkezde örgütlenmiştir. (MEB, 2017) Öğrencilerin BİLSEM’lere seçilmeleri üç aşamada gerçekleşir. Öncelikle bakanlığın belirlemiş olduğu formatta çeşitli gözlem formları ile çocuklar öğretmenler tarafından aday gösterilir. Aday gösterilmiş öğrenciler tablet bilgisayarlar ile grup testine alınırlar, daha sonra bu değerlendirmedeki ölçütleri karşılayan öğrenciler yetenek alanlarına yönelik olarak bireysel bir değerlendirme testine alınırlar.
BİLSEM gibi bakanlık tarafından yürütülen projelerin yanı sıra özel yetenekli bireylerin eğitiminde TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) , TÜZYEKSAV Koleji gibi çeşitli özel kurumlar da faaliyet göstermektedir. TEVİTÖL’ün tanılama kriterleri çok yönlü oluşu ile dikkate değerdir. Bu kuruma başvuru için 8. sınıfta eğitim gören öğrencilerinin 6. ve 7. sınıflardaki Türkçe, Matematik ve Fen Bilgisi derslerinin en az 80 olması bir önkoşuldur. Öğrencilerin değerlendirilmesinde WISC-R ve Raven’in Progresif Matrisler Testi kullanılmaktadır. Bu testlerde gerekli potansiyelin tespit edildiği öğrenciler 5 gün sürecek olan bir kampa davet edilmekte ve bu kampta öğrencilerin çeşitli öğrenme alanlarındaki durumları motivasyon, beceri gibi birçok alanlarda değerlendirilmektedir. (Tarhan ve Kılıç, 2014) Bu noktada TEVİTÖL’de uygulanmakta olan tanılama-yerleştirme ölçütlerinin birçok yönüyle BİLSEM’lerdeki tanılama-yerleştirme süreçlerinden daha verimli bir süreç olduğu gözlemlenmektedir. BİLSEM yapısı bakanlık desteği ile birlikte düşünüldüğünde çok daha büyük personel, kaynak ve araştıma gibi imkanlara sahipken daha yüzeysel bir tanılama süreci uygulanmaktadır. BİLSEM’lerde uygulanmakta olan zeka testleri zaman zaman değişmektedir, tabletler ile uygulanmakta olan testin niteliği, geçerliği ve güvenirliğine dair veriler somut değildir. Öğretmenin aday göstermesi sistemi birçok yönüyle sorunlu bir yaklaşımdır. Birçok çalışmada vurgulandığı üzere öğretmenler daha üstün zekalı/özel yetenekliden farklı olarak uysal, sorun çıkarmayan, iyi bir sosyoekonomik düzeyden gelen, heteronormatif cinsel eğilimlere sahipya da azınlık profiline ait olmayan öğrencileri aday gösterme eğilimindedirler. Bu veri MEB tarafından yayınlanmış olan raporlara da yansımış, BİLSEM öğrencilerinin büyük çoğunluğunun gelir ve eğitim düzeyi yüksek olan ailelerin çocukları olduğuna değinilmiştir. (MEB, 2010) Bu sebeple BİLSEM’lere giriş için ilk ve en önemli aşama düşük sosyoekonomik çevreden gelen öğrenciler için yoksayılmakta ve bu öğrencilerin tanılanmadan, herhangi bir ek eğitim hizmeti almadan eğitim yaşamlarına devam etmelerine sebep olunmaktadır.
BİLSEM’de işlemekte olan bu sürecin toplumsal olarak da ilginç yansımaları olmaktadır. Veliler öğretmenler ile olan ilişkilerini yönlendirerek çocuklarının aday olarak göstermelerini sağlamaktadırlar. Bunun yanı sıra BİLSEM’lerde uygulanmakta olan testlere yönelik hazırlık programları için öğrenciler tıpkı bir değerlendirme sınavına hazırlanır gibi hazırlanmakta, veliler testlerin içeriklerine ulaşıp çocuklarına bunları anlatmaktadırlar. BİLSEM’lere hazırlık için eğitim setleri (sıklıkla bilimsel arkaplandan yoksun şekilde) satılmaktadır. Bu durum gerçekten özel yetenekli bireylerin gereksinim duydukları bu eğitime erişmelerini güçleştirmekte, üstün zekalı/özel yetenekli olmayan bireylerin çeşitli yöntemlerle BİLSEM’lerdeki hizmetlere erişmelerine sebep olmaktadır. Bu çok yönlü olarak işgücünün israfına, özel yetenekli bireylerin eriştikleri eğitimin niteliğinin düşmesine ya da üstün zekalı bireylerin kendilerine sağlanacak hizmete erişememelerine sebep olabilecek ciddi bir sorundur.
2023 Vizyon Belgesinde Özel Yeteneklilerin Eğitimi
2023 Vizyon Belgesi (MEB, 2018) Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yol haritasının resmi bir belgesi olması açısından Türk eğitim sistemi açısından önemli bir belge olarak varlığını sürdürmektedir. Her ne kadar belgenin yayınlandığı zamandan bu yana belgede yer alan somut adımların atılması için gerekli zaman geçmemiş olsa da yapılacakların (dolayısıyla bakanlığın yeni kadrolarının sahip oldukları vizyonun) görülmesi açısından belge kayda değerdir.
2023 Vizyon Belgesinde özel yetenekli bireylerin eğitimi açısından birçok sorun iyi tahlil edilmiştir. Özel yetenekli bireylerin eğitimi için yeni bir mevzuata gereksinim olduğu, bir bilim ve değerlendirme kurulu oluşturulacağı, özel yetenekli bireylerin eğitimi için lisansüstü düzeyde bir öğretmen yetiştirme programının açılacağı gibi noktalar ilk hedef olarak ortaya koyulmuştur. Bunun yanı sıra BİLSEM’lerin yeniden yapılandırılacağı da vurgulanan detaylar arasındadır.
Sonuç
Türkiye’de üstün zekalıların eğitimi noktasında eğitsel ve yasal olarak ciddi düzenlemelere gereksinim olduğu açıktır. Üstün zekalı/özel yeteneklilerin eğitimi için neredeyse tek kurumsal yapı BİLSEM’lerdir. Mevcut yapılarıyla BİLSEM’ler her ne kadar bir gereksinimi karşılıyor olsalar da büyük ölçüde verimsiz bir sistem olarak göze çarpmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye’deki genç nüfusun potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda ciddi bir üstün yetenekli nüfusun tanılanmadan, eğitsel gereksinimleri karşılanmadan eğitim hayatlarına devam ettikleri bilinen bir gerçektir. Bu sebeple bu bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmeleri, üretken ve mutlu birer birey olarak yaşamlarını sürdürmeleri için bu eğitsel-hukuki düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir.
KAYNAKLAR:
Tarhan ve Kılıç (2014), Üstün Yetenekliler Eğitimi Araştırmaları Dergisi, 2014, 2(1), 27-43.
MEB (2010), Milli Eğitim Bakanlığı, İç Denetim Birimi Başkanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri Süreci (Üstün Yetenekli Bireylerin Eğitimi) İç Denetim Raporu, (Aktaran: Bakioğlu ve Levent, Üstün Yeteneklilerin Eğitiminde Türkiye İçin Öneriler, BEUN, OZELMER, Journal of Gifted Education Research – Üstün Yetenekliler Eğitimi Araştırmaları Dergisi 1(1), 31-44)
MEB (2013), Milli Eğitim Bakanlığı, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özel Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama Planı 2013-2017, Şubat 2013 Ankara
MEB (2017), 2017-2018 Bilim ve Sanat Merkezleri Öğrenci Tanıma Kılavuzu
MEB (2018), Güçlü Yarınlar İçin 2023 Eğitim Vizyonu